ANKARA– Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Lideri Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlenen haftalık kıymetlendirme toplantısında konuştu.
Babacan’ın gündeminde seçim kanunu tasarısı, dış siyasetteki diplomasi trafiği ve aile tabiplerinin talepleri vardı.
‘MASA BAŞINDA ÜRETİLEN FORMÜLLERLE, ENTRİKALARLA SEÇİM KAZANILMAZ’
Cumhur İttifakı tarafından Meclis’e sunulan Seçim Kanunu teklifine ait “Beyhude” yorumunda bulunan Babacan şöyle konuştu:
“Seçim maddeleriyle oynamaktan medet umanlar, halkın çoktan vermiş olduğu bir kararla inatlaşmaya çalışıyorlar. Halkın dayanağını kaybedip, seçimi matematik formülleriyle kazanacaklarını zannediyorlar. Vay yavrum vay… Uğraşsınlar, mümkün değil. Açık açık söz ediyorum. Erdoğan ve Bahçeli, kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşecek. Seçim günü geldiğinde, halkımızın iradesi, her türlü siyaset mühendisliği eseri formülü yıkıp geçecek. Biz yalnızca ve yalnızca halkımızın sağduyusuna güvenerek bu yola çıktık. Halkımızın ağır ilgi ve teveccühüyle de yolumuza devam ediyoruz. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum: Masa başında üretilen formüllerle, entrikalarla seçim kazanılmaz. Seçim meydanda kazanılır. Onun için Erdoğan ve Bahçeli’ye hodri meydan diyorum.”
‘JÜBİLE SEÇİMLERİNE NASIL GİRECEKLERİNİ KONUŞMUŞLAR’
Babacan, “Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli baş başa verip, jübile seçimlerine nasıl gireceklerini konuşmuşlar” diyerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Ancak, görünen köy kılavuz istemez. Sonuç şimdiden ülkemize güzel olsun. Önümüzdeki seçimler, Sayın Bahçeli’nin çeyrek yüzyıllık genel başkanlık mesleğinin de jübilesi olacak. Biz kendilerini, er ya da geç, kendilerine yakışan bir biçimde uğurlayacağız. Akabinde, ülkemizi en kısa müddette, huzura, zenginliğe ve adalete kavuşturacağız. Önümüzdeki seçimler, devletin elindeki tüm imkanların, iktidardaki parti lehine seferber edildiği son seçim olacak. İktidar ortaklarının aklına harita mühendisliği yapmak gelmiş. Seçimi, mevcut kurallarla artık kazanamayacaklarını nihayet anladıkları için, seçimin kurallarını değiştirme uğraşına düşmüşler. Ancak yeniden yanılıyorlar! Zira seçimi, mevcut seçim sistemi yüzünden kaybedeceklerini zannediyorlar. Halbuki kaybetmelerinin asıl nedeni, seçim sistemi falan değil. Kaybedecek olmalarının asıl nedeni, evirilip içine düştükleri zihniyet. Kaybeden kendi zihniyetleri, bu otoriter zihniyet olacak.”
‘İKTİDARDAKİ ZİHNİYETİN KAPASİTESİ GLOBAL GELİŞMELERİ TAŞIMAYA YETMEZ’
Ukrayna’da yaşanan gelişmeler nedeniyle, diplomaside ağır bir trafiğin yaşandığına da dikkat çeken Babacan, dış siyasetin, bir kişinin his ve dürtüleriyle yönetilemeyeceğini söyledi.
Başta Avrupa Birliği ve NATO ülkeleri olmak üzere, öbür devletlerle yürütülen görüşmeleri çok yakından takip ettiklerini tabir eden Babacan, şu tabirleri kullandı:
“Uluslararası alanda, ülkemizin yüküne duyulan muhtaçlığın arttığı bir periyotta; iktidardaki zihniyetin kapasitesinin global gelişmeleri taşıyamaya yetmediğini görüyoruz. Türkiye’yi, Avrupa Birliği sürecine tekrar sokacak siyasi aklın DEVA Partisi’nde olduğu özgüveniyle hareket ediyoruz. Avrupa’yla ekonomik iş birliğimizi güçlendirerek, Avrupa ülkelerinden ülkemize akacak direkt yatırımların artmasını sağlayacağız. Asya’yla, Afrika’yla, tüm dünya coğrafyasıyla yeterli münasebetlere dayanan bir anlayışla ülkemizin çıkarlarını koruyacağız.”
‘HEKİMLER AMAÇ ALAN TÜM AKSİYON VE TELAFFUZLAR TERK EDİLMELİDİR’
Babacan, haftalık kıymetlendirme toplantısında doktorlara yönelik hareket ve telaffuzlara ait değerlendirmelerde bulundu. “Sağlık hizmetleri geriye gidiyorsa tek sebebi berbat yönetimdir” diyen Babacan konuşmasını şöyle bitirdi:
“Kimse hatası sıhhat çalışanlarımıza ve doktorlarımıza atmaya çalışmasın. Bu çağrımın bir numaralı muhatabının Sayın Erdoğan olduğunu ve dün yeniden kürsüden doktorlara nefret boca eden Bahçeli olduğunu tekrar tabir etmek istiyorum. Hükûmete, doktorları maksat alan tüm aksiyon ve söylemi terk etmesi gerektiğini söylüyoruz. İnanıyorum ki önümüzdeki 14 Martlar doktorlarımızın aksiyon değil bayram yapacağı bir gün olacak. Önümüzdeki yıllar sıhhat çalışanlarımızın insanca yaşadığı yıllar olacak. Aile doktorlarının iş teminatlarını ortadan kaldıran, mukavelelerinin feshini kolaylaştıran ve tabir özgürlüklerini kısıtlayan Ceza Yönetmeliği’nin derhal değiştirilmesi gerektiğini söylüyoruz.”
