Gezi Davası’nda bugün yapılacak duruşmada mahkemenin kararını açıklaması bekleniyor. Savcı duruşma öncesinde sunduğu mütalaasında, davanın tek tutuklu sanığı iş insanı Osman Kavala ile Ayşe Mücella Yapan için ağırlaştırılmış müebbet mahpus talebinde bulunurken; 6 sanık için 20’şer yıla kadar mahpus talebinde bulundu. Sanıklar ve avukatları bugün mütalaaya karşı son savunmalarını yapacak.
Savcı mütalaasında, Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapan için TCK’nin 312. hususu uyarınca “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya yahut misyonlarını yapmasını kısmen yahut büsbütün engellemeye teşebbüs” cürmünden ağırlaştırılmış müebbet mahpus talebinde bulundu.
Diğer sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme” hatasından 15’er yıldan 20’şer yıla kadar mahpusla cezalandırılması istendi. Yakalamalı sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkındaki evrakın ise ayrılması istendi. Sanıklar ve avukatları yarın savcının mütalaasına karşı son savunmalarını yapacak.
GEZİ DAYANIŞMASI BASIN AÇIKLAMASI YAPTI
Gezi Dayanışması, duruşma öncesi Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya çok sayıda siyasi parti temsilcileri ve STK katıldı. Açıklama yapan Akif Burak, “Gezi, ülkemizin toplumsal tarihinin en parlak ve onurlu sayfasıdır. Seyahat Direnişi Anayasal bir yerde gerçekleştiği yargı kararlarıyla iki sefer tescil edilmesine karşın, hukuka ve gerçeğe karşıt, tümüyle mesnetsiz argümanlarla, üçüncü defa yargılanmak isteniyor. Toplumsal muhalefetin en temel hak ve talepleri cürüm ögesi üzere gösterilmek, barışçıl direnişin tarihî ve legal gerçekliği ısrarla çarpıtılmak, karalanmak isteniyor. İstedikleri yalnızca bu değil. Seyahat’in Haksızlığa, adaletsizliğe, keyfiliğe, dayatmaya, baskıya karşı direnmenin ismi olduğu, bir parktan tüm ülkeye ve dünyaya yankılanan; kente, tabiata, yaşama sahip çıkanların daima bir ağızdan, bir ortada söyledikleri müzik olduğu unutturulmak isteniyor” dedi.
‘9 YIL GEÇTİ LAKİN SEYAHAT DİRENİŞİ DEVAM EDİYOR’
“Niyetinizi ve endişelerinizi biliyor, bu beyhude gayretlerinizi reddediyoruz! Zira Gezi’yi yaşadık, biliyoruz” diyen Burak, kelamlarına şöyle devam etti:
“Gezi, bu ülke tarihinin en demokratik, en barışçıl, en yaratıcı, en iştirakçi, en kapsayıcı, en kitlesel hareketidir. Daima birlikte konuşup karar vermenin, fikri ve hayatı paylaşmanın, yaşama her boyutu ile sahip çıkmanın duvar yazısı olmuş halidir. Ölümcül polis şiddetine karşı her kentte yankılanan barışçıl ve haklı reaksiyonun ismidir. 9 yıl geçti, fakat Seyahat Direnişi tüm berraklığıyla, tüm haklılığıyla var olmaya devam ediyor. Ancak bugün, tüm dünyada kabul gören bu haklılığa karşın, Taksim Dayanışması’ndan kent, demokrasi ve hukuk işçisi arkadaşlarımız Mücella Yapan, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın da ortalarında yer aldığı itham edilenlerin şahsında, ülkemizin 80 kentinde Seyahat’e katılarak anayasal haklarını kullanan, demokrasiye güç vermiş milyonlarca yurttaşımız bir defa daha haksızca yargılanmak isteniyor. Daha evvel iki defa birebir ithamlar karşısında haklılığı ispatlanan Mücella Yapan hakkında müebbet, Tayfun Kahraman ve Can Atalay hakkında onlarca yıl mahpus talep ediliyor. 2017 yılından bu yana özgürlüğü gasp edilen Mehmet Osman Kavala hakkında müebbet isteniyor. Dokuz yıl, üç dava, onlarca duruşma boyunca söylediğimizi yine tekrarlıyor, yıllardır süren hukuksuzluk ve gerçekliği çarpıtma ısrarına inat tekrar söylüyoruz: Gezi’yi kirletemezsiniz! Seyahat Direnişi’ni kabahatle, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir aksiyona dönüştüremezsiniz! Seyahat Direnişi’ni bir defa daha yargi marifetiyle karalama uğraşınız boşunadır! Gerçekleri çarpıtmanıza müsaade vermeyeceğiz! Sipariş senaryolarınızla, milyonlarca insanın, demokratik hak ve talepleri için, parklarda, meydanlarda, sokaklarda; özgürlük, demokrasi ve insanca ömür için ortaya koyduğu direnişi kirletmenize müsaade vermeyeceğiz.”
‘GEZİ DAİMA HAKLI’
Burak şunları söyledi: “Bu ülkenin eşitlik, özgürlük ve adalet umudunu kirletmenize müsaade vermeyeceğiz! Abdocan’ın, Mehmet’in, Ethem’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Ali İsmail’in, Ahmet’in ve Berkin’in düşlerinin kirletilmesine müsaade vermeyeceğiz. Zira haklıyız! Seyahat daima haklı. Seyahat Direnişi’nin tarihî gerçekliği, hayali senaryolara dayanan suçlamalarla, insanları iddianame bile olmadan aylarca, yıllarca tutuklu bırakmakla, tarafsızlığı çoktan tartışmalı hale gelmiş mahkemelerin zorlamasıyla değiştirilemez. Bu akıl ve hukuk dışı dava derhal geri çekilmeli, kurgu ithamlarla yargılanmak istenen arkadaşlarımız hakkındaki tezler düşürülmeli, somut hiçbir kanıt olmadığı halde siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala derhal hür bırakılmalıdır. Seyahat sürecine dair dava edilmesi, yargılanması gereken birileri varsa, amansızca ve kural tanımadan kullandıkları şiddetle Seyahat’in çocuklarının düşlerini, geleceğini çalarak ölümlere ve yüzlerce yaralanmaya neden olanlardır. Ülke tarihinde bir onur sayfası olarak yer alan Seyahat Direnişi’ni, bu ülkenin geleceğine sahip çıkan demokrasi ve özgürlük çığlığını karalama gayretinden artık vazgeçin. Bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse, onca baskı ve şiddete karşın kısamadığınız seslerin Seyahat’teki yankısından gücünü alacaktır. 2013’ün Haziran’ında Seyahat Parkı’ndaki o rengarenk dayanışmacı anlayışı sahiplenen tüm yurttaşları, özgürlük ve demokrasi talebiyle ülkemizin geleceğine umut olan tüm kurumları, ‘terör’, ‘darbe’, ‘dış güçlerin oyuncağı’ üzere temelsiz ithamlarla lekelenmek istenen Seyahat’in gerçek tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Zira ömür alanlarını savunanların, mühendislerin, mimarların, kent plancılarının, hekimlerin, gazetecilerin, avukatların, öğrencilerin, akademisyenlerin, işçilerin, bayan hareketinin, LGBTİ+ bireylerin yanında daima birlikte kol kola girip baskılara karşı direnmeye devam etmenin yolu, elhasıl demokrasinin yolu Seyahat’in gerçek tarihine sahip çıkmaktan geçiyor.”
DAVANIN GEÇMİŞİ
Gezi Parkı aksiyonlarına ait ortalarında iş insanı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapan ve oyuncu Mehmet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 sanığın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” cürmünden yargılandığı dava, 18 Şubat 2020’de karara bağlandı. Osman Kavala’nın da ortalarında olduğu 9 sanığın beraatine, firari sanıklar ise evraklarının ayrılmasına karar verildi.
Savcılık mahallî mahkemenin kararını istinafa taşıdı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi de 22 Ocak 2021’de Osman Kavala’nın da ortalarında bulunduğu 9 sanığın beraat kararını bozdu. Bunun üzerine 30. Ağır Ceza Mahkemesi 28 Nisan 2021’deki duruşmada, yakalamalı sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin evrakın da ana davayla birleştirilmesine karar verdi.
Öte yandan, Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey’in 15 Temmuz darbe teşebbüsüne ait “Anayasa’yı ihlal” ve “Devletin saklı kalması gereken bilgileri, siyasal yahut askerî casusluk gayesiyle temin etme” kabahatlerinden İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları dava da Seyahat Parkı ana davasıyla birleştirildi.
ÇARŞI DAVASI DA BOZULMUŞTU
Gezi Olaylarına ait Beşiktaş’ın taraftar kümesi Çarşı üyelerinin de ortalarında bulunduğu 35 sanığa, İstanbul 13. Ağır Mahkemesi’nce “darbeye teşebbüs” ve “izinsiz gösteri” suçlamasından verilen beraat kararı da Yargıtay tarafından bozuldu. Bozma kararında davanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ortalarında Osman Kavala’nın da bulunduğu Seyahat Parkı ana davasıyla türel ve fiili irtibatı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesi yoluna gidilmesine hükmedildi. Birleştirilerek 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın 21 Şubat 2022 tarihli celsesinde ise 35 sanıklı Çarşı davası belgesinin ayrılmasına karar verilmişti.
