2016 yılından bu yana konserleri çeşitli münasebetler öne sürülerek engellenen Küme Yorum, bir açıklama yayınladı. Açıklamada, “Çürümüş, yozlaşmış, halka düşman olan bu sisteme karşıyız. Emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşı sosyalizm istiyoruz. ‘Müziğimiz devrimcidir’ diyoruz” sözleri kullanıldı.
Grup Yorum tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Hukuk ismine, yasa ismine, adalet ismine hiçbir şey kalmamıştır. Bunun için ölesiye direnmek zorunda kaldık. Kazanılan haklarımıza sahip çıkmak için kıymetlerimizi korumak için şehit düştük. Zira yaşadığımız adaletsizlikleri hiçbir şey açıklayamaz. Hiçbir yasa, hiçbir hukukçu bu durum bize anlatamaz!
Sanat yapma hakkımız anayasada belirtilirken keyfi bir biçimde hiçbir münasebet sunulmadan bir gecede yayınlanan bir listeyle terörist ilan edildik. Yasal kurumumuz keyfi olarak daima polislerce talan ediliyor, basılıyor, azap görüyoruz, enstrümanlarımız ya kırılıyor ya da çalınıyor. Albümlerimiz Kültür Bakanlığı tarafından onaylandığı halde, milyonlara verdiğimiz konserlerimiz yasaklanıyor!
Betül, Emel, Eser, Sultan, Rıdvan, Barış, Bakican hepimiz için direniyorlar! Onlar “Gel ki Şafaklar Tutuşsun”, “kondulardan gelmiştik lo”, “Cemo”, “Dağlara gel”, “uğurlama”, “sıyrılıp gelen” bestelerimizi korumak için direniyorlar. Bunun için bedel ödüyorlar. Hepimizin sevdiği, dinlediği müziklerimiz için direniyorlar!
Bu kıymetler yok olmasın diye bugün hapishanede halk için üretmeye, sanat yapmaya devam ediyorlar. Bunu hepimiz için yapıyorlar. Bize düşen vazife de onlara sahip çıkmak. Dışarıda onların sesi olmak. Bunun için tutsak Küme Yorum işçilerinin mahkemelerine katılalım. Bunun için küme yoruma özgürlük isteyelim!
GRUP YORUM SENSİN, BENİM, BİZİZ!
GRUP YORUM HALKTIR SUSTURULAMAZ!
TÜRKÜLER SUSMAZ HALAYLAR SÜRER!
GRUP YORUM HAPSEDİLEMEZ!
KONSER HAKKIMIZI GASP ETTİRMEYECEĞİZ!
HALKLA MÜZİKLERİMİZİ SÖYLÜYORUZ! SANSÜRÜ EZİP GEÇİYORUZ, KONSER İSTİYORUZ YAPACAĞIZ!
1985’ten bu yana halkın türkülerini söylüyoruz. Müziklerimizde türkülerimizde, halkın açlığını, yoksulluğunu, uğradığı adaletsizlikleri anlatıyoruz. Evet bir dünya görüşümüz var. Çürümüş, yozlaşmış, halka düşman olan bu tertibe karşıyız. Emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşı sosyalizm istiyoruz. ‘Müziğimiz devrimcidir’ diyoruz.
Suyunu içtiğimiz, ekmeğini yediğimiz vatanımızın parsel parsel satılmasını kabullenemiyoruz. İşverenlerin kâr hırsı için Soma’da 301 canımızın katledilmesini, madencilere tekmeler atılmasını, Siirt Şirvan’da insanlarımızın sessiz sedasız, tonlarca kayaların altında bırakılmasını hazmedemiyoruz. Bir babanın çocuğuna pantolon alamadığı için intihar etmesini, “çocuklarım aç” diyerek meclis önünde kendisini yakmasını içimize sindiremiyoruz. Bunların yaşanmadığı bir bağımsız Türkiye düşlüyoruz.
Yıllar uzunluğu bağımsız Türkiye şiarıyla evvel yüz binleri, sonra milyonları topladık meydan konserlerimizde. 2010’daki 25. yıl konserimiz hala Türkiye’nin en kalabalık biletli konseridir. Yerli yabancı hiçbir sanatçı, hiçbir müzik kümesi Grup Yorum kadar kalabalık kitleleri bir ortaya getirememiştir. İşte Küme Yorum’a yapılan baskıların, taarruzların, yasakların nedeni bunun hazımsızlığıdır. Endişeleri, milyonları bir ortaya getiren türkülerdendir.
Son altı yıldır kümemizin karşılaşmadığı baskı uğramadığı taarruz kalmadı. Yalnızca OHAL sonrası İdil Kültür Merkezimiz tam 13 sefer polis baskınına uğradı. Enstrümanlarımız paramparça edildi, çalındı. Nota-akor defterlerimiz yırtıldı. Azaplı gözaltına alındık. Saçlarımız yolundu, kollarımız kırıldı. Tüm üyelerimiz tutuklandı. 2015 yılından sonra neredeyse tüm konserlerimiz yasaklandı.
Yetmedi; 2018 şubatında bir sabah uyandığımızda gördük ki İçişleri Bakanlığının ‘aranan teröristler’ listesine konulmuşuz. 6 üyemizin başlarına mükafatlar konuldu. Bu baskıların, atakların hiçbirine karşı sessiz kalmadık. Kültür merkezimiz her baskına uğrayıp talan edildiğinde birebir gün toparlandık. Dışarıda tek bir Yorum üyesi kalmasın diye tüm üyelerimiz tutuklandığında yeni Yorumcular yetiştirdik. Konserlerimiz yasaklandığında halkımızın konutlarında, kondularında, çatılarda, kamyonların kasalarında konserler verdik. İnternet konserleri ile milyonlara ulaştık.
Üyelerimiz terör listelerine konulduğunda “Listelerinize bestelerimizle yanıt veriyoruz” dedik; başlarına ödül konulan, aranır durumdaki üyelerimizin de üretimlerine katıldığı 50’yi aşkın beste yayınladık. Küme Yorum üzerindeki baskılara karşı yapılmadık şey bırakmadık. Lakin baskılar bitmedi daha da arttı. Ve 17 Mayıs 2019 tarihinde, dışarıdaki küme yorum üyeleri süresiz dönüşümlü açlık grevine başladı. Neydi taleplerimiz?
1.Konser yasakları kaldırılsın.
2. İdil kültür merkezi basılmasın.
3. Üyelerimiz tarot listelerinden çıkarılsın.
4. Tutsak üyelerimiz hür bırakılsın Ve haklarındaki davalar düşürürsün.
Haziran 2019’da da beş tutsak yeme müddeti dönüşümsüz açlık grevine başladı. Bu süreçte bize yönelik baskılar devam etti. Tüm konserlerimiz yasaklandı, kültür merkezimiz iki defa basıldı, üyelerimiz tutuklandı. Süresiz açlık grevindeki üyelerimiz Bahar Kurt ve Helin Bölek, 20 Kasım 2019 tarihinde tahliye olmalarının akabinde direnişlerine küçük Armutlu’daki Direniş Konutu’nda devam ettiler. Ve Ocak 2020’de İbrahim Gökçek ve Helin Bölek, süresiz açlık grevi direnişini mevt orucuna çevirdiler. 24 Şubat 2020 tarihinde İbrahim Gökçek tahliye oldu ve direniş konutunda vefat orucuna devam etti. 11 Mart 2020 günü, istemedikleri halde zorla müdahale için hastaneye götürüldüler. Mahkeme kararıyla verilen beş günlük mecburî yatışın akabinde yapılan itirazın kabul edilmesi ile tekrar direniş meskenine döndüler.
3 Nisan 2020 tarihinde Helin Bölek şehit düştü. Küme Yorum’un birinci şehidi, ölümsüz müziği oldu. Helen’in cenazesine gelen kitleye polis Okmeydanı’nda ve Feriköy Mezarlığı’nda saldırdı. Ali Şeker, Hüda Kaya, Barış atay, Şebnem Korur Fincancı’nın ortalarında olduğu aydınlar, sanatkarlar, milletvekilleri; Küme Yorum’un uğruna canlarını verdiği talepleri için kefil olduklarını açıklayarak ‘talepleri taleplerimizdir’ dedi. 5 Mayıs 2020 tarihinde Küme Yorum, İbrahim Gökçek’in 323. gününde vefat orucunu orta verdiğini açıkladı. Artık siyasi zafer kazanılmıştı. Helin dünyayı ayağa kaldırmış, İbrahim ise birleştirmişti. Onlar devrimci sanatçılığı yine tanımlamış, direnişimiz tüm dünyada büyük bir potansiyel ortaya çıkarmıştı. Adalet haykırışımız Anadolu’dan dünyanın dört bir yanına ulaşmış, halkımız bu direnişi kendi direnişi olarak kabul etmişti. Küme Yorum’un ismini duymayan kalmadı, direnişimizle daha da büyüdük ve bize uygulanan tecrit siyasetini parçaladık.
Siyasi zaferin akabinde tedavi için hastaneye kaldırılan İbrahim Gökçek hastanedeki üçüncü gününde ölümsüzleşti. Yıldızlı yüreğimiz, küme Yorum’un ikinci şehidi oldu. İbrahim Gökçek’in cenazesi Gazi Cemevi’ne getirildi, burada yapılacak olan merasime müsaade vermeyen polis, cemevinin kapılarını ve camlarını kırarak içeri girdi. Küme Yorum üyelerinin dinleyicilerini ve avukatlarını gözaltına aldı. İbrahim Gökçen’in cenazesi kaçırılarak Kayseri götürüldü. Cenaze için Kayseri’ye giden İbrahim Gökçek’in ailesi, dostları ve Küme Yorum üyeleri, ‘cenazeyi gömseler de çıkarıp yakarız’ diyen Kayseri’deki sivil faşistler tarafından tehdit edildi.
Bugün hala kümemize yönelik bu yasaklar fiili olarak uygulamaya devam ediyor. Konser provalarımız bile yasaklanıyor. Konser yapabilmek için çok büyük bedeller ödedik, Çok büyük acılar yaşadık. Canımızdan çok sevdiğimiz üyelerimizin bu toprağa verdik.
Pandemiyi, halkın sıhhatini ve güvenliğini mazeret ediyor Ak Parti iktidarı. Halkın canını, sıhhatini yok sayanlar pandemiyi kendilerine kılıf yapıyorlar. Neden yasakladıkları çok açık, halkın türkülerinden korkuyorlar.
Sansür, bir iktidar problemidir. Nizamın yöneticileri, sansür aracılığıyla hem kendilerini ve varlık nedenlerini yasallaştırır hem de onu tartışılmaz bir olguya dönüştürür. İktidarlar kendilerini var edebilmek için, halka karşı gerçek yüzlerini izleyebilmek için sansür bir araç olarak kullanırlar. Sansüre, ömürlerini uzatabilmek için muhtaçlık duyarlar.
Eninde sonunda Küme Yorum’un meydanlarda milyonlarla tekrar buluşacağına inanıyoruz. Konser hakkı için hayatlarını yitiren Helin ve İbrahim’e verdiğimiz kelamı tutacağız. Bu kadar keyfi, bu kadar dayanıksız yasaklamalar halkın dayanışması karşısında yenilecek.
Halayları duracağız, türküler yakacağız, kelamımızı tutacağız, alanlarda meydanlarda milyonlar olacağız! Konser yasakları kaldırılsın, Meydanlar küme Yorumu açılsın.
ALANLAR MEYDANLAR HALKA YASAKLANAMAZ!
BU HALAYI KİMSE DURDURAMAZ!”
