Müslüman aydınlardan ‘Gezi şahitliği’: Kabul etmiyoruz

Gezi Davası kararının akabinde bir küme aydın ve muharrir açıklama yaptı. 28 Şubat sürecinin şahidi olduklarını vurgulayan 23 Müslüman aydın ve muharrir, “Her türlü etiketleme, ötekileştirme, intikam, nefret telaffuz ve lisanını kabul etmiyor ve itiraz ediyoruz” sözlerini kullandı.

Gezi Davası kararında hukukun çiğnendiği söz edilen davet metninde şu sözler yer aldı, “Gezi davasıyla yargılanan Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet mahpus; Mücella Yapan, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman’a da 18’er yıl mahpus cezası verildi. Kararın bir mahkeme tarafından, görünüşte ‘usule uygun’ formda verilmiş olması, bizleri bu karara itirazdan alıkoyucu değildir. Dün, 28 Şubat sürecinde ‘birifinglenmiş’ yargıçların verdikleri kararlar ile bugün, atanmış yargıçların verdikleri kararlar ortasında bir fark görmüyor ve itiraz ediyoruz. Dün, düzmece isnatlar ve kanıtlarla mahkûm edilip hâlâ zindanlarda yaşlandırılmakta olan ’28 Şubat mahkûmları’ mağdurlarına bugün, ‘Gezi mahkûmları’ üzere yeni mağdurlar eklenmesini, bu insanların mevti zindanda bekleme zulmüne maruz bırakılmasını onaylamıyor ve itiraz ediyoruz. Dün, özgür irademizle, bizim neyi giyip giymeyeceğimize karar verme hakkını kendinde gören silahlı-silahsız güç odakları, beşli çeteler ve iktidarlarını reddederek kişisel haklarımızı savunduğumuz üzere bugün, içerisinde yaşadığımız kent ve coğrafyalarda bize karşın tabiat cinayetleri işlemek isteyen ve toplumun itirazına karşın yabanî ve emtia pazarına uyarlı bir kentleşmeyi dayatan yeni güç odakları, beşli çeteler ve siyasilere karşı çıkıyor ve itiraz ediyoruz. Dün, Kemalist ulusalcıların toplumun bir kısmını başkası karşısında ötekileştirip ‘yeni hata ve suçlular’ üretmek istemesi üzere bugün de tıpkı formda dünün ötekileştirilenlerinin temsilcisi oldukları iddiasındakilerin eliyle ‘yeni cürüm ve suçlular’ ihdas edilerek bir hınç ve intikam kültürü oluşturulmasını gerçek bulmuyor ve itiraz ediyoruz. Bu hukuksuz dava ve temelsiz karar vesilesiyle; halkın oylarıyla bir emaneti yüklenen ve asıl değil vekil pozisyonunda olanların kendilerini halkın ‘efendileri’ zannederek yaptıkları yahut söyledikleri haksız ve adaletsiz her türlü etiketleme, ötekileştirme, intikam, nefret telaffuz ve lisanını kabul etmiyor ve itiraz ediyoruz.”