Charlotte Wells’in dünya prömiyerini 2022 Cannes Sinema Şenliği’nde French Touch Heyet Ödülü’nü kazanarak yapan sineması “Aftersun”da (Güneş Sonrası) başrolde yer alan Paul Mescal, çekimlerin yapıldığı Fethiye Ölüdeniz’de kimsenin kendisini tanımadığını söyledi. Mescal, “Bilmiyorum, tahminen de orada hiç Olağan People hayranı yoktu. İstanbul’da yalnızca iki gün kaldık, çok sakindi. Kimse yanımıza gelmedi” dedi.
Gazete Oksijen’den Binnaz Saktanber’e konuşan Mescal İstanbul’u çok beğendiğini belirterek, “Türkiye’yi çok sevdim. Birinci gelişimdi. İstanbul muazzam bir kent. Herkesin bahsettiği o Doğu ve Batı kültürlerinin birleşmesi” sözlerini kullandı.
’11 YAŞINDA BİR ÇOCUKLA ARKADAŞ OLABİLMEME ŞAŞIRDIM’
Saktanber’in, sinemada Mescal’ın kızını oynayan Frankie Corio ile çekimler başlamadan yaptığı tatilin süreci sormasının üzerine Mescal, “Beraber vakit geçirmenin çok katkısı oldu. Çekimlerden evvel iki hafta boyunca Türkiye’de beraberdik. Çalıştığım aktörler sinema dışında vakit geçirmekten zevk aldığım bireylerdi. Frankie de o denli. Açıkçası ortamızda bir kimya olmasına şaşırmadım lakin 11 yaşında bir çocukla arkadaş olabilmeme şaşırdım” diye konuştu.
Deniz Gamze Ergüven’in yöneteceği “The End of Getting Lost” sinemasında yer alacak olan Mescal, sinemayla ilgili de konuştu. Mescal, “Onun üzerinde hala çalışıyoruz. Umarım önümüzdeki sene bir noktada çekilecek. Senaryoyu görmek ve birlikte çalışmak için sabırsızlanıyorum” dedi.
‘FİLMLE GURUR DUYUYORUM’
Mescal, “Aftersun”daki favori sahnesini ise şöyle anlattı:
“Her gün değişiyor. Sinemayla gurur duyuyorum. Bir sahneden gurur duyuyorsam o sahne için verdiğimiz emekle gurur duyduğumdan. Şu anda birinci aklıma gelen sahne Sophie’nin ‘İyi ki doğdun baba’ dediği ve Calum’un ‘Teşekkür ederim’ diye cevapladığı sahne. Tahminen çok kolay bir sahne lakin sinemanın geri kalanı sizi o sahneye o denli bir taşıyor ki, her izlediğimde beni kalbimden bıçaklıyor.”
