CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin küme toplantısında konuştu. Mültecilerin geri gönderilmesi tartışmasına değinen Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı, Avrupa ülkelerini eleştirirken MHP başkanı Devlet Bahçeli’ye de reaksiyon gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
DEVLET ŞAHSİLEŞTİRİLEMEZ: Her birimizin kanıları kaygıları var ancak tasalarımızı yok etmek, kanılarımızı yeterliliğe yönlendirmek zorundayız. Ülkemize barışı getirmek zorundayız. İçinde bulunduğumuz karamsar atmosferden çıkarmak zorundayız. Biz neyi nasıl yapacağımızı, hangi araçları nasıl kullanacağımızı geniş kitlelere anlatıyoruz. Zira devlet şahsileştirilemez, şahsa indirgenemez. Her birimize fakat her birimize düşen sorumluluklar var. İki alanın Türkiye’de şahsileştirildiğini görüyoruz. Bunu hiçbir vatandaşım unutmasın, ekonomiyi şahsileştirdik, dış politikayı şahsileştirdik. Dolar, faizler aldı başını gidiyor. Program üstüne program açıklıyorlar her açıklanan program ekonomiyi biraz daha berbata gidiyor. Zira ben ekonomistim diyen kişinin iktisadın e’sinden anlamadığını gördük. o nedenle devlet idaresinde kişiselleştirme olmaz.
İŞSİZLİK: Üniversiteyi bitiren herkes apandisit ameliyatı yapacak diye bir şey yok. O işin uzmanı var. O bile kâfi değil o bile ayrıştı. Bilmem hangi alana kadar bütün alanlarda yeni uzmanlar yetişiyor. Ve gelişmenin 21. yüzyıldaki tarifi, kişi başına geliri artan ülke mi? Hayır küçük detaylarda iş kısmına giden ülke gelişmiş ülkedir. O nedenle her alanın uzmanı var ve her alan giderek kendi içinde yeni alanlar oluşturur. Dış siyaset şahsileştirildi. Bunun ötesinde bir tehlike daha var dış politikayı hükümran güçlerin talebiyle yapmaya kalktığınızda çok daha derin sıkıntılar yaratıyorsunuz. Bugün geldiğimiz nokta budur. Suriye ve sığınmacılar konusu .Bu mevzuda partimiz çok tezli. En dengeli telaffuzda bulunan 2011 tarihinden bu yana en dengeli söylemi dillendiren partinin ismi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Ve biz komşumuzda olan bir savaşın bize yansımalarının tehlikeli boyutlarını lisana getirdik. Biz lisana getirdikçe hâkim güçlerin talebi üzerine bizi suçladılar. Artık sokaktaki vatandaş da hangi partiden olursa olsun elini vicdanına koyduğunda evet CHP doğruları söylemiştir diyor.
MÜLTECİ SIKINTISI: Göç dalgası geldi… Gelen sığınmacılar Türkiye’de kalmak istemiyorlar, gelişmiş ülkelere gitmek istiyorlar. Her birisi Akdeniz’den botlarla batıya gitmek istiyor. AB, ‘bize göndermeyin’ diyor. Sığınmacılar Avrupa’ya gelmesin diyor. 3 milyar Euro’ya insan ülkesini satar mı? Türkiye’yi göçmen hapishanesi yaptılar. Vatandaşlarımız perişan oldu. Erdoğan bunu itiraf etti. 15 Şubat 2018’de Binali Yıldırım 3 buçuk milyon Suriyeliyi ağırlıyoruz, bunu yaparken de terör örgütlerinin Avrupa’ya yayılmasını da engelliyoruz diyor. Bunu bu ülkenin başbakanı söylüyor. Başına belayı nasıl sararsın, işte bu türlü… Biz söylesek kıyamet kopar.
BAHÇELİ’YE TENKİT: Suriyeliler geziyor… Gencecik çocuklarımızı El-Bab’a göndereceğiz. Bu benim vicdanıma dokunuyor. Evlatlarımızı şehit ediliyor bu ülkeyi yöneten kişi koşa koşa Putin’in kapısında dakikalarca bekliyor. Bahçeli’ye parantez açmak gerekiyor. Sen Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir vakit devleti yöneten bir kişin, öbür devleti yöneten bir kişinin kapısında dakikalarca beklediğini gördün mü? Sen hangi yüzle, hangi ahlakla, hangi milliyetçilikle Erdoğan’a takviye veriyorsun.
