ANKARA – Ankara Barosu Lideri Kemal Koranel, baroya bağlı avukatlarla düzenlenen yemekli toplantıda bir ortaya geldi.
Toplantıda gündeme dair açıklamalarda bulunarak soruları yanıtlayan Koranel, avukatların sorun ve taleplerini dinledi.
‘TÜM TOPLUMSAL DAVALARA VE İHLALLERE KATILDIK’
Koranel, vazifeye geldikleri günden bu yana bir dizi çalışma yaptıklarını anlatarak şunları söyledi:
“Ankara Barosu tarih boyunca demokratik hukuk devleti temsilcisi olmuş; bir zümre, kesim yahut topluluğun baskı ve tehditlerine boyun eğmemiştir. Bizler de geçmişimizden aldığımız güçle; gelecekte yapacaklarımızı ilan etmeye hazır olduğumuzu beyan etmek isteriz. Ankara Barosu’nun geçmişten gelen öncü baro olma sorumluluğu ve Başkanlığa seçildiğim birinci gün söylediğim nerede insan hakları ihlali varsa orada olacağız telaffuzum gereği; tüm toplumsal davalara ve ihlallere katıldık. Roboski’de, Konya Dedeoğulları katliamı davasında, İzmir’deki Deniz Poyraz davasında, Trabzon’daki Metin Lokumcu davasında, Muğla’daki Pınar Gültekin davasında baromuzu temsil ettik. Bugün burada biraraya gelen bu mesleğin aşıkları, bu ülke sevdalıları yarının barosunu inşa edecek insanlardır. Daha adil, daha demokratik daha özgür bir ülkeyi yeniden Ankara Barosu inşa edecek tekrar daima birlikte inşa edeceğiz.”
‘YOL HARİTAMIZ HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ, YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE DİRENİŞİN HİKAYESİ OLACAK’
Ankara Barosu’nun yol haritası oluşturulurken ikinci baroyu kuran “baskıcı irade”ye karşılık vermesine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Koranel, şöyle konuştu:
“Yol haritamız savunma hakkını kısıtlayan zihniyete ders vermelidir. Yol haritamız hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına direnişin hikayesi olmalıdır. Yol haritamız avukatın sesinin kısalamayacağının, insan hakları uğraşından vazgeçilmeyeceğinin net tabiri olmalıdır. Yol haritamız mesleğimizin artan meselelerine tahlil önerisi sunmalıdır. Yol haritamız kısıtlanan yetkilerimiz ve ağırlaşan meslek sıkıntılarımıza tahlil olmalıdır. Yol haritamız genç avukatlarımızın dertlerini kuşkularını azaltmalı; umutlarını yeşertmelidir. Baroyu kavrayıp anlamaya çalışmakla değil, tecrübelerimizden edindiğimiz deneyimlerimizle taşın altına elimizi koyacağız.” (DUVAR)
