Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) Sinema Kolektifi tarafından 2’ncisi düzenlenen İstanbul Kürt Sinema Şenliği (Festîvala Fîlmên Kurdî ya Stenbolê) sona erdi. 24 Mart’ta başlayan ve altı gün süren şenliğe yaklaşık 6 bin kişi katıldı.
Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde başlayan şenlik, İstiklal Caddesi’nde bulunan Cinemajestik sinema salonlarında devam etti. Şenlik, gösterimi Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde yapılan “Namo” sinemasıyla sona erdi.
‘KÜRT SİNEMASI ARTIK YEŞERDİ’
MKM Sinema Kolektifi’nden Adar Taş’ın Kürtçe, Hebûn Polat’ın Türkçe yaptığı konuşmada şenliğe ait şunlar kaydedildi:
“İkincisini gerçekleştirdiğimiz bu şenlikte bizim gördüğümüz ve açığa çıkan en temel durum, Kürt sinemasının artık yeşerdiği, izleyicisinin olduğudur. 40 yıl evvel kamerasını Kürdistan’a çeviren Yılmaz Güney’in bıraktığı miras, kendi doğumunu gerçekleştirdi. Toplumda çatlama hamasetini gösteren tüm arkadaşlarımıza, Kürt sinemacılarına bir kere daha teşekkür ederiz.
‘BİRLİKTE OLMAK ÇOK ÖNEMLİ’
“Bir Tribün Hikayesi” sinemasının direktörlerinde Fatma Çelik, “Bir ortada olmak, birlikte olmak, birlikte sinema izlemek, birlikte tartışmak çok değerli. Birbirimizi görebileceğimiz öbür alanlar yok. Sinemalar yapmaya çalışıyoruz. Sıkıntımız ortak. Kürt direktörler, oyuncular, üretimciler olarak bir ortaya gelebileceğimiz çok az mecra var. Bu yüzden benim açımdan çok manalıydı. Ben bu motivasyonla geldim şenliğe. Öbür bir şenlik olsaydı yalnızca sinemanın gösterimi beni motive ederdi lakin Kürt Sinema Şenliği’nde bir ortada olmak beni motive ediyor. Bu imkanı bulduk ve birbirimizi görebildik. Rojhilat ve Başûr’dan gelen arkadaşlarla tanıştık. Bu bir sonraki işlere, şenliklere vesile olacak” dedi.
‘BU İLGİ, BİR ORTADA OLMANIN ÖZLEMİYDİ’
Çelik kelamlarına şöyle devam etti: “Diyarbakır’da yaşıyorum ve İstanbul’da bu kadar seyirciyle karşılaşacağımı beklemiyordum açıkçası. İştirak çok ağırdı. Hepimizin buna gereksinimi varmış. Bir ortada olmanın hasretiydi bu.
Biz aslında çektiğimiz sinemaları daha çok bireye ulaştırmak istiyoruz. Bu şenlikten sonraki birinci adım birlikte daha hoş işler yapmak ve daha çok kitleye ulaştırmak. Bu türlü bir şeye hasret ve hasret vardı.”
‘BEKLEDİĞİMİZDEN DAHA AĞIR BİR İLGİ VARDI’
İstanbul Kürt Sinema Şenliği Komitesi’nde yer alan Veysel Altay yaptığı konuşmada, “Kürt Sinema Şenliği’ne gelen sinemaların büyük bir çoğunluğu İstanbul’daki seyircisiyle buluşamıyordu. Şenliklerde de bi birçok açık ve kapalı sansürlerle karşılaşıyor. Bu nedenle beşerler meraklıydı. Birinci şenlikten sonra da beşerler soruyordu.
27 sinemadan bir seçki yaptık. Sinemalarımız 4 modül Kürdistan’dan, Kürdistan’ın problemlerini içeren sinemalardı. Çok sayıda kişi ve kurumdan da dayanak aldık. Yeterli bir emek verdi arkadaşlar. Yeterli bir çalışma oldu” tabirlerini kullandı.
‘BU İLGİ BİZİ DAHA DA HEYECANLANDIRDI’
Yaklaşık 6 bin izleyicinin şenliği takip ettiğini belirten Altay, son olarak şunları söyledi: “Açılış ve kapanış dışında 22 sinema seansımız vardı. Bu bizim için çok değerli bir sayı. İstanbul’un bunun üzerinde bir potansiyeli olduğunu belirtmek istiyorum. Sonraki şenlikleri de olumlu tarafta etkileyecek. Talep de oluştu. Bu da daha güçlü bir şenliğe hazırlık yapmamız gerektiği manasına geliyor.
İstanbul Kürt Sinema Şenliği’ni düşünürken, süreklileşen bir şenlik olarak düşünmüştük. Lakin bu ilgi bizi daha da heyecanlandırdı. Kürt sineması artık kendi seyircisini yakaladı.”
