Nur Kaplan
ANKARA – Özel kurumlarda çalışan öğretmenlerin örgütlendiği “Özel Kesim Öğretmenleri Sendikası” 2021 yılının Ağustos ayında kuruluşunu ilan etti. Özel kesimde çalışan öğretmenlerin, çalışma ve hayat şartlarının uygunlaştırılması, toplumsal ve ekonomik çıkarlarının korunması ismine yola çıkan sendika, her geçen gün üye sayısını arttırıyor. Birçok sorunun gölgesinde mesleğini sürdüren öğretmenler, sendika çatısı altında bir dizi aksiyon ve aktiflikle haklarının verilmesini talep ediyor.
SON 1 YILDA ‘EN FAZLA’ BÜYÜYEN SENDİKA: ÖZEL KESİM ÖĞRETMENLERİ SENDİKASI
Özel Dal Öğretmenleri Sendikası, birinci kurulduğu aylarda 600’a yakın üyeye sahipken, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı’nın son açıkladığı sendika istatistiklerine nazaran bugünlerde üye sayısı 5 bin 558’e ulaşmış durumda. Özel Bölüm Öğretmenleri Sendikası, böylelikle üye sayısında yüzde 808 oranında artış göstererek son bir yılda en fazla büyüyen sendika oldu. Sendikanın idare takımında on kişilik bir grup bulunurken, 60’ın üzerinde kentte temsilci, üç vilayette ise temsilcilikleri mevcut. Özel Kesim Öğretmenleri Genel Lideri Eren Edebali, her geçen gün üye sayısı artan sendikalarının çalışmalarını anlattı.
‘ÖĞRETMENLER SENDİKAL ÖRGÜTLENMEDE TABAN OLUŞTURABİLECEK BİR KİTLE OLARAK GÖRÜLMÜYORDU’
Eren Edebali, özel bölümde çalışan öğretmenlerin örgütlenebilecekleri 10 No’lu iş kolunun eğitimciler için kalıcı bir örgütlenme tipi olmadığını ve eğitim hareketi önünde bir mahzur oluşturduğunu, bu nedenle de ‘eğitim hareketine bağlanma’ amacıyla yola çıktıklarını söz etti. Özel Kesim Öğretmenleri Sendikası’nın genel olarak eğitim işçileri hareketinin değerli bir kesimi olduğunu söyleyen Edebali, şunları kaydetti:
“10-12 aylık kontratlarla çalışan, sonraki yılı belirli olmayan öğretmenler sendikal örgütlenmede taban oluşturabilecek bir kitle olarak görülmüyordu. Biz bunu ‘kırabiliriz’ dedik. Kimlik sıkıntılarımız vardı. Öğretmen olarak hissedilmiyorduk. Kamuoyunda atanmamış, ataması yapılmamış bir öğretmen kitlesi özlük, ekonomik ve toplumsal haklar manasında eşit hissedemiyordu. Bu gayret tıpkı vakitte kendisinin de bir öğretmen olduğunu kabul ettirme çabası oldu. Biz sendika kuracağız, direkt öğretmeni tanım edeceğiz ve onu adres göstereceğiz dedik, sendikayı kurduk.”
Özel Kesim Öğretmenleri Sendikası Genel Lideri Eren Edebali ‘BİZİM GELİŞİMİZ GENEL VE PRATİK SENDİKA ANLAYIŞINDAKİ EZBERİ BOZDU’
Özel Bölüm Öğretmenleri Sendikası’nın kuruluş basamağında pek çok sendikadan davet geldiğini, ‘Meslek Sendikacılığı’nın zorluğu konusunda uyarıldıklarını söyleyen Edebali, “Bizim gelişimiz genel ve pratik sendika anlayışındaki ezberi bozdu. Kendi özgün gayret haritamızla sonuç alabileceğimizi düşünüyorduk. Bu manada da tartışmanın ne kadar hakikat olduğu açığa çıktı. Uyuyan ya da uğraş aracı arayan öğretmen kitlesi sendikasıyla buluşmaya başladı” dedi. Edebali, şöyle devam etti:
“Somut iş süreci oluşturduk. Alanda sıkıntılar çok yakıcı. Fiyat, kontrat sorunu, mobbing, baskı üzere bir dizi meseleye karşı kampanyalar örgütledik. Taban maaş sıkıntısını ferdî talep üzerinden çıkarıp kitle üzerinden tartışılması için çalışmalar yaptık. Biz kampanyalar yaptıkça alandan üyeler gelmeye başladı. Fiili uğraş çizgisine evrildik. Toplamda yapılan çalışmalarımızın tümü sendikayı besledi.”
‘SÖZÜN VE YETKİNİN EĞİTİM EMEKÇİSİNDE OLDUĞU BİR ÖRGÜTLENME’
“Biz eski sendikacılardan değiliz, gözümüzü bu sendikada açtık” diyen Edebali, üye odaklı ve baskısı altında çalışmalar yapmadıklarını, Özel Dal Öğretmenleri Sendikası’nın bağımsız olduğunu ve her siyasi partiden üyelerinin olduğunu söyledi. “Bu sendika bir emek örgütü. Emeğin kozmik kıymetlerine sahip. Bir siyasetin art bahçesi değil” diye konuşan Edebali, şunları kaydetti:
“Tek tek işverenlere karşı verilecek bir gayretten çok örgütlü gayretle haklarımızı alabileceğimizi tartıştık. Kurum baskınlarımız, 30 Ağustos aksiyonlarımız üzere takvimlerde önemli üye kazandık. Öbür sendikalarla farkımız şunlar olabilir, çalışmalarımızı tabana açıyoruz. Meclis çalışmalarımız var. ‘Türkiye Meclisi’ ya da ‘İl Meclisleri’miz var. Kelamın ve yetkinin eğitim emekçisinde olduğu bir örgütlenmeyi hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bütün kararları meclislerimizde alıyoruz. Meclisteki kararlar sorumlulukları arttırıyor ve işin takibi de çabayı daha da kitleselleştiriyor. Sendikal gayrette birinci yaklaşımlar daha hudutlu ve soru işaretleri olabiliyor. Biz bütün soru işaretlerini yanıtladık.”
. ‘ÖĞRETMENE, VASIFSIZ VE İNANÇSIZ BİR PERSONEL ÜZERE YAKLAŞILDIĞI VAKİT SÖMÜRÜNÜN ÖNÜ AÇILIYOR’
Genel manada emek hareketinin, özünde öğretmenlerin ümitsizlik, sıkışmışlık ve meselelerin çözülemeyeceğine dair ‘tükenmişlik’ içinde olduğunu söz eden Edebali, “Burada yeni bir umut, heyecan ve coşku yaratmak lazım. Sıkışmışlığı kitle direkt kendisiyle karşılayacaktır” diyerek özel dalda çalışan öğretmenlerin problemlerini şöyle anlattı:
“Bütün sıkıntıların nedeni, kendi özlük ve toplumsal haklarımızın olduğu kanundan mahrum oluşumuz, iş kanununa nazaran çalışmamız. Özel eğitim kurumu işletenlerin öğretmenleri hangi şartlarda çalıştırabileceklerini bilmeleri gerekir, buna nazaran ‘ticari faaliyet’ yürütürler. Öğretmene, vasıfsız ve inançsız bir emekçi üzere yaklaşıldığı vakit sömürünün önü açılıyor. Sermaye kümeleri da boş bırakılan bu alandan kâr elde etmeye çalışıyor. Biz, 2014 yılında kaldırılan kamudaki öğretmenlerle eşit fiyat hakkının yani taban maaş hakkımızın tekrar getirilmesini savunuyoruz. Rekabet ve yabancılaşma taşıyan bir meslek kanunu değil, ilimden, emekten yana bir öğretmenlik meslek kanunu istiyoruz.”
