6 yıl evvel “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan ve KHK ile ihraç edilen Barış için Akademisyenlerinden Veysi Altıntaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştirak şirketi BİMTAŞ’ın kontratlı çalışanı olarak çalıştığı İstanbul Planlama Ajansı’ndan çıkarıldı.
İşten çıkarılmasına reaksiyon gösteren Veysi Altıntaş, “İBB haksız ve hukuksuz bir biçimde iş akdimi feshetti. İşten çıkarılma münasebetinde barış bildirisini imzalamaktan ötürü KHK ile ihraç edilmiş olmam ve hakkımda devam eden bir ağır ceza davası ispat olarak gösterilmiş. Lakin konu bunların çok ötesinde” dedi.
Veysi Altıntaş, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde doktora öğrencisiyken 6 Ocak 2017 tarihinde Barış Bildirisi imzacısı olduğundan ötürü 679 sayılı KHK ile ihraç edildikten sonra Mart 2020 yılında İBB iştirak şirketi BİMTAŞ’ın kontratlı çalışanı olarak İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Vizyon 2050 Ofisi’nde uzman/araştırmacı olarak işe başladı. İBB’de iki yıl çalışan Altıntaş, dün gece İBB tarafından iş akdinin feshedildiğini duyurdu.
‘HEDEF GÖSTERİLDİK’
Altıntaş, İBB tarafından işten çıkarılmasının münasebetini şöyle anlattı: “8 Aralık 2021 tarihinde TBMM’de bütçe görüşmeleri sırasında Süleyman Soylu’nun ‘İBB’de çalışan 557 terörist var’ telaffuzundan sonra iktidar medyası bir anda mevzuyu gündemleştirdi ve İBB’de ben dâhil birtakım çalışanları teşhir etmeye başladı.
12–13 Aralık 2021 tarihlerinde Yeni Şafak Gazetesi ‘İşte İBB’de Takımlaşan Öbür PKK’lılar’ ve ‘Dağa Eleman Aktaran da İBB’den Çıktı’ başlıkları ile ben dâhil birkaç kişinin ferdî bilgilerini ve fotoğraflarını açık bir halde kullanarak haberler yaptı. Yeniden iktidar medyasından farklı mecralarda misal yayınlar yapıldı. Hakkımda devam eden bir davadaki argümanlar üzerinden kesin sözler kullanıyor, açıkça bizi teşhir ediyor ve amaç gösteriyordu. Bu haberlerden sonra haliyle çok huzursuz oldum ve panik atak nöbetlerim başladı. Hatta ani bir polis operasyonu olabileceği tasasıyla ailemden birkaç kişi yanıma gelerek sabaha kadar nöbet tuttular. Bu haberler günlerce Twitter’da konuşuldu, TT oldu ve birkaç hesap birtakım tweetlerimi kullanarak beni açıkça amaç gösterdi.”
‘BÜYÜK BİR HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI’
Altıntaş, amaç gösterilmesinin akabinde 26 Mart’ta mesai saati dışında BİMTAŞ genel müdür yardımcısının kendisine bildiri attığını, istifa etmesini istediğini söyledi:
“İBB idaresince alınan karar doğrultusunda ‘daha fazla yıpranmamam için istifa etmemi’ ve ‘özel bölümde bana iş bulmayı’ teklif etti. Bu tepki-teklifi asla beklemiyordum ve bende büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Safça hakikaten de başından itibaren hiçbir halde fikrimizin alınmadığı bir süreç için his ve niyetimizi alacağı ve nasıl yol almamız gerektiğini soracağını umuyordum. Nihayetinde 30 Mart 2022 tarihinde gerçekleşen yüz yüze görüşme ile işten çıkarıldığımı bildiren tebligat bana elden verildi.”
‘KÜRT OYLARINA MUHTAÇLIK DUYARKEN…’
“Bir yandan Kürt oylarına muhtaçlık duyarken bir yandan da bu kesim ile hiçbir formda bir ortada görünmek istemediklerini görüyorum” diyen Altıntaş, şöyle devam etti: “Basında gayeye konan birçok kişinin direkt Kürt hareketi ile ilişkilendirilmesi ve işlerine son verilmesi seçim stratejilerinin bir sonucudur. 6 muhalefet partisinin ittifakından sonra İBB’de bir kadro misyon değişikliklerinin olması, benim çıkarılmamadan iki gün sonra BİMTAŞ iştirak şirketinin başına DEVA Partisi’nden olduğu sav edilen bir kişinin getirilmesi tesadüf olmasa gerek. O denli anlaşılıyor ki İBB’de çalışan ‘biz teröristlerin’ seçim gündemine hakikat giderken iktidar tarafından kaşınacağı, bunun muhalefet partilerini yıpratacağı hesap edilmiş ve tahlil olarak basında ismi çıkan bizleri toplu olarak işten çıkarmayı uygun görmüşler.”
‘BENİMLE BİRLİKTE İŞLERİNE SON VERİLEN 8 KİŞİNİN EVRAKLARI İNCELENECEK’
İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun 5 Nisan’da “Şu ana kadar iltisaklı manada 8 çalışanla ilgili evrak tespiti var, bunun da yarısı bir evvelki devirde işe alınmış” formunda ‘garip bir açıklama yaptığını’ söyleyen Altıntaş, “Benimle birlikte işine son verilen 8 kişinin belgeleri incelenerek büsbütün iktidar medyasının yaptığı karalamalara emsal biçimde ‘iltisaklı’ olduğumuza karar vermiş. Kaldı ki, 3 ay evvel İBB içerisinde diğer bir üniteye gönderildim ve resmi görevlendirmem iki buçuk ayı buldu. Yeni üniteye teşebbüsün geç yapılmasının nedenini sorduğumda valilik soruşturmasının sonucunu beklediklerini ve valilikten ‘temiz’ dokümanını aldıktan sonra görevlendirmemin yapıldığı söylendi. Yani, yakın vakitte valilik bile hakkımızda iltisak kuşkusunda bulunamamışken İBB hangi somut münasebetler üzerinden iltisaklı olduğumuza karar veriyor? İktidarın bu taarruzlarına boyun eğdiğini gösterdi ve iktidar basınının ağzı ile bir kez daha bizleri açıkça teşhir ederek amaca koymuş oldu” dedi.
‘BEN HATALI DEĞİLİM’
Altıntaş, kelamlarını şöyle noktaladı: “Korktular, sindiler. Bunun yanında ya da ardında durmak yerine kestirip attılar. Bu ikiyüzlü ve prensipsiz tavrın bir noktada afişe edilmesi gerekiyor. Şayet bir iktidar amaçları varsa bunun problemsiz yollardan geçmediğini, ilkesel olarak bilmeleri gerekiyor. Ben hatalı değilim, mahkemeler beni hatalı bulmamış ancak beni iltisaklı diye çıkardılar. İktidar bizi yaftalayıp KHK ile işten attı, İBB de iltisaklı deyip kapı dışarı etti. Zihniyet olarak birebirler.”
