Nur Kaplan
ANKARA – Türkiye’de son günlerde sokak hayvanlarına yönelik akınlar kamuoyunda reaksiyonla karşılanıyor. Konya’da bir köpeğin kürekle vurularak öldürülmesi yansılara neden olurken, Ankara’da ise öbür bir köpek Mamak Belediyesi grupları tarafından alıkonuldu. Sokak hayvanlarına hücumlar artarak devam ederken, Türkiye Barolar Birliği (TTB) Hayvan Hakları Kurulu bir kurultay gerçekleştirdi.
TBB Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi’nde bir ortaya gelenler, hayvan haklarını ve yapılması gerekenleri anlattı.
‘KONYA’DAKİ HER KÜREK DARBESİ VİCDANIMIZA VURULDU’
‘Hayvan Hakları Kurultayı’nın açılış konuşmasını yapan TBB Hayvan Hakları Kurulu Üyesi Avukat Fazilet Koray Toygar, insanın ve canlının en temel hakkının hayat hakkı olduğunu, bu hakkın anayasanın 56’ncı hususu ile düzenlendiğini tabir etti. Toygar, “Ankara’da ve Konya’da fecî olaylar yaşandı. Öteki yerlerde de gibisi olaylar meydana geliyor. Konya’da vurulan her kürek darbesi, vicdanımıza ve merhametimize vuruldu. Bu kurultay bizlerde derin yaralar açan olayların engellenmesi ismine umuyoruz ışık olur” dedi.
‘HAYVANLAR DA BİZİM ÜZERE BU KOZMOSUN SAKİNİ’
TBB Hayvan Hakları Komitesi Koordinatör İdare Heyeti Üyesi Avukat Hicran Kandemir, 21. yüzyılın birinci çeyreğinin tamamlandığı bugünlerde geriye dönüş yaşandığını söz ederek, şunları kaydetti:
“Hayvanların başlarına kürekle vuruluyor. Bu yapılanlar bizim insanımızın özelliği değildi. Biz uyguna değil; berbata yanlışsız gittik. Bizim silkinip bu kainatın bizim olmadığını ve öteki canlılarla bir ortada yaşadığımız gerektiğini fark etmek zorundayız. Hayvanlar da bizim üzere bu cihanın sakini. Bu kurultay bir başlangıç olsun. Hayvan haklarına ait gayretimiz umarım daha da güçlenir.”
‘KATLEDİLEN HAYVANLARIN SOLUĞUYUZ’
TBB Lider Yardımcısı Sibel Suiçmez ise avukatların hak savunucusu olduğunu, hayvan hakları savunuculuğunun da en değerli kesitlerden olduğunu söyledi. Suiçmez, “Onlar konuşamaz, dilekçe veremez, en yakın karakola gidemez. Karşı karşıya kaldıkları şiddeti, vahşeti, tecavüzü lisana getiremezler. Lakin biz farkına vardığımızda sesleri duyulabilir. Ülkemizde vahşice katledilen hayvanların soluğuyuz, nefesiyiz. Bu kurultayın çok kıymetli çıkarımlarının olacağına inanıyorum” diye konuştu.
‘HAYVAN HAKLARI SİYASETİ GELİŞTİRİLMELİ’
TBB Lideri Erinç Sağkan, son günlerde toplumsal medyaya yansıyan imajların hayvan hakları ihlallerine karşı uğraş edenlerin eforlarının ne kadar değerli olduğunun anlaşıldığını söz etti. Sağkan, “Türkiye’de uzun vakittir hayvan haklarıyla gayret eden kurumlar var. Bir de hayvanların hayat hakkının insanın lütfuna ilişkin olduğunu düşünenler var. Bilhassa çocuklara verilen ziyanlarla bu durum yasallaştırılmak isteniyor. Türkiye’de hayvan hakları siyaseti geliştirilmeli” halinde konuştu.
‘TÜRKİYE’DE GÜÇLÜ BİR HAYVAN HAKLARI HAREKETİ VAR’
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Serkan Köybaşı ise hayvan hakları denilince birinci olarak akla kedi ve köpek geldiğini lakin başka canlıların da şiddete maruz kaldığını tabir etti. Köybaşı, şunları söyledi:
“Hayvanlar üzerinden adaletsiz sömürü devam ediyor. Hayvanların seslerini yok, birleşerek uğraş edemiyorlar. Onlar ismine bu nizamı bizim değiştirmemiz gerekiyor. Biz insan olduğumuz için üstün olduğumuzu düşünüyoruz. Aslında hayvanların bir türüyüz. Türkiye’de güçlü bir hayvan hakları hareketi var, bunun genişletilmesi lazım. Dönüşüm başladı. Dünyadaki türcülüğü ortadan kaldırmak için daima birlikte uğraş etmek gerekiyor.”
‘SOKAK HAYVANLARINA KILAVUZLUK ETMEMİZ GEREKİR’
Veteriner Doktor ve Köpek Eğitim Uzmanı Tarkan Özvardar ise hayvan haklarına ait uğraşların kelamda kaldığını, insanın vicdanının evrimleşmesi gerekirken tam karşıtının yaşandığını söyledi. Beşere bağımlı yaşamak zorunda kalan hayvanların başında köpeklerin olduğunu söyleyen Özvardar, şunları söz etti:
“Köpekler bir vakitler avcıyken beşere bağımlı yaşamak zorunda bırakıldı. İnsanın en büyük sorunu kendini bütün zincirlerin üst basamağında görmesi. İnsan da ekolojik istikrar içinde o zincirin içinde. İnsanın bilinçsizliği, eğitimsizliği, empatiden mahrum olması kelam konusu. Biz onların hayatını yönetmeye çalışıyoruz. Bizim yapmamız gereken şey köpeklere kılavuzluk yapmak zira bu dünya onlara nazaran değil. Sokak hayvanları konusunda empati kurmak gerekir. Sokak hayvanları aslında doğum travması ile doğar. İnsanı, kenti tehlike olarak gördükleri için çekinik karakterli oluyorlar.”
